Postmodernist hikaye, postmodernizm akımının etkilerini taşıyan bir kurgusal hikayedir. Postmodernizm, modernizmin kurallarına meydan okumuş, geleneksel kavramları sorgulayan ve eleştiren bir felsefi akımdır. Dolayısıyla, postmodernist hikayelerde de genellikle geleneksel hikaye anlatım teknikleri, karakter gelişimi ve kronolojik düzen yerine daha deneysel ve karmaşık yapılar kullanılır.
Postmodernist hikayelerde genellikle gerçeklik kavramının sorgulandığı, metafiksiyonel öğelerin kullanıldığı ve multiple anlatıcı perspektiflerin yer aldığı hikayeler göze çarpar. Ayrıca, ironi, parodi, alıntı, karışık kurgusal düzlemler ve referanslar gibi postmodernizmin temel unsurları da postmodernist hikayelerde sıklıkla kullanılır.
Postmodernist hikayeler, okuyucuyu sorgulamaya ve kendisi ile hikaye arasındaki ilişkiyi düşünmeye teşvik etmek amacıyla genellikle karmaşık bir zihinsel deneyim sunar. Bu tür hikayelerde, gerçek ile hayal, doğruluk ile yanlış, geçmiş ile şimdi gibi kavramlar arasındaki sınırlar belirsizleşir ve okuyucu için daha çelişkili ve anlamsız bir dünya sunulur.
Postmodernist hikayelerde konu ve temalar genellikle çok çeşitlidir. Toplumsal değişimler, kültürel çözülme, kimlik ve benlik arayışı, dil ve anlamın sınırları gibi konular postmodernist hikayelerde sıkça işlenen temalardır.
Bu tarz hikayelerde bazı örnekler, Italo Calvino'nun "İç Dünyaların Varoluşları", Kurt Vonnegut'un "Slaughterhouse-Five", Thomas Pynchon'un "Gravite'in Yağmurları", Jorge Luis Borges'in "Babil Kütüphanesi" gibi eserlerdir.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page